7224 sayılı Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna ilişkin Bilgi Notu
Çin’in Wuhan kentinden yayılıp dünya genelinde salgın haline gelen COVID-19 salgınının, ülkemize olası etkilerine karşı alınacak yeni önlemler kapsamında, 17.04.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7224 sayılı Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik Ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Kanun”) yürürlüğe sokulmuştur. İşbu Kanun ile getirilen yeni önlemler hakkında sizi kısaca bilgilendireceğiz.
A. İŞ HUKUKU KAPSAMINDA YAPILAN DÜZENLEMELER
- COVİD-19 Salgını Boyunca İş Sözleşmesi, İşveren Tarafından 3 Ay Süreyle Feshedilemeyecek, İşçi İşveren Tarafından Ücretsiz İzne Çıkarılabilecektir
Kanun ile 4857 sayılı İş Kanunu’na eklenen geçici madde ile, İş Kanunu’na tabi olup olmadığına bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmeleri sözleşmeleri, üç ay süreyle İş Kanunu’nun 25. Maddesinin birinci fıkrasının ikinci bendinde gösterilen sebepler (İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa) ile diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına uyulmaması halleri dışında işveren tarafından feshedilemeyecektir.
Kanun ile daha önce İş Kanunu’nda düzenlenmeyen bir olgu getirilmiş ve işverene işçiyi üç aylık süreyi geçmemek koşulu ile kısmen veya tamamen ücretsiz izne çıkarma hakkı getirilmiştir. Bu süre Cumhurbaşkanlığı tarafından altı aya kadar uzatılabilecektir. Ücretsiz izin, bu düzenlemeden önce yalnızca işçinin rıza göstermesi ile işletilen bir olguydu. Bunun yanı sıra maddede yapılan düzenlemede ücretsiz izne ayrılmanın işçiye haklı nedene dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermediği belirtilmiştir. İşverenin yukarıda sayılan sebeplere aykırı olarak iş sözleşmesini feshetmesi halinde her bir işçi için aylık brüt asgari ücret tutarında idari para cezası ile karşılaşacaktır.
Yapılan düzenleme her türlü iş sözleşmesini kapsayacak şekilde düzenlenmiş olduğu için belirli süreli iş sözleşmelerinin de bu kapsama girmesi nedeni ile bu işçiler açısından işverenin ne yapacağı sorusu akla gelecektir. Uygulamada işverenlerin belirsiz süreli sözleşmeleri de belirli süreli sözleşmeye dahil etmek istediği dikkate alındığında, işçileri korumak adına bu düzenleme ile belirli süreli iş sözleşmelerinin de 3 aylık süre içerisinde sona erdirilemeyeceği yorumu yapılabilecektir. Yapılan düzenleme ile bu çalışanların ücretsiz izne ayırılması ve aşağıdaki maddede özetlendiği üzere İşsizlik Sigortası Fonu kapsamında ücret desteğinden yararlanmasının önü açılarak, istihdamın korunması amaçlanmış olacaktır. Ücretsiz izin süresi boyunca iş sözleşmesinin askıda olması ve bu sürelin kıdem hesabında dikkate alınması sebebi ile işbu uygulamanın ilk bakışta işverenlere herhangi bir olumsuz yansıması olmayacağı, işçiler açısından ise, Sigorta kapsamında bir kısım ücret desteği sağlanmasının önünün açıldığı görülmektedir.
2. İşsizlik Sigortası Fonu Kapsamında İşçilere Ücret Desteği Sağlanacak ve Bu Kişiler Genel Sağlık Sigortalısı Sayılacaktır
İş Kanunu’nun geçici 10. Maddesi kapsamında işveren tarafından ücretsiz izne çıkarılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanmayan işçiler ile 15.03.2020 tarihinden sonra işsizlik ödeneğinden hak kazanacak şekilde iş sözleşmesi feshedilen işçiler, işsizlik ödeneğinden yararlanmamaları koşulu ile İş Kanunu’nun geçici 10. Maddesi ile getirilen fesih yasağı süresi içerisinde (Bu süre 3 aylık olarak öngörülmüştür ancak Cumhurbaşkanlığı tarafından süre uzatılabilecektir) ücretsiz izinde bulundukları veya işsiz kaldıkları süre boyunca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günlük 39,24 TL nakdi ücret desteği alacaktır.
Ücretsiz izne çıkarılan ve ücret desteğinden yararlanan işçinin fiilen çalışması halinde işveren, aylık brüt asgari ücret tutarında çalışma ve idari para cezası ile karşılaşır. Fon tarafından ödenen ücret ise kanuni faizi ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.
Nakdi ücret desteğinden yararlananlar, genel sağlık sigortalı olmamaları veya genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişilerden biri olmamaları halinde, genel sağlık sigortalısı sayılacaklar ve bu kişilerin genel sağlık sigortasına ilişkin primleri İşsizlik Sigortası Fonu tarafından karşılanacaktır.
3. Kısa Çalışma Ödeneği İşverenin Beyanı Doğrultusunda Uygunluk Tespiti Tamamlanmadan Gerçekleştirilecektir
4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca; Zorlayıcı sebep kapsamında kısa çalışma ödeneğine yapılan başvurularda ödeme, İŞKUR tarafından uygunluk tespitinin tamamlanmasını takiben yapılmaktaydı. 16 Nisan 2020 itibari ile 232.000 firmanın sürece başvurması nedeni ile başvuruların gereken sürede tamamlanması mümkün olmuyordu. Kanun’un Geçici 25. Maddesi ile getirilen değişiklik ile işverenin COVID-19 sebebiyle kısa çalışma başvurusu yapması halinde uygunluk tespiti tamamlanmadan, işverenin beyanı doğrultusunda kısa çalışma ödeneği gerçekleştirilecektir.
İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi halinde ise fazla ve yersiz ödeme yapılması halinde bu ödemeler yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edileceği düzenlenmiştir.
Kısaca hatırlatmak gerekirse, işyerinde kısa çalışma ödeneği talebi kabulü ile birlikte işsizlik sigortası hak etme koşullarını yerine getiren çalışanlara işçinin son oniki aylık prime esas kazancı dikkate alınarak hesaplanan brüt kazancının %60’ı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenmektedir. Ödenek kapsamında çalışanın alacağı tavan miktar aylık asgari ücreti brüt tutarının %150’si ile sınırlı olmaktadır (Nisan 2020 itibari ile bu tutar 4414,50 TL ile sınırlı olmaktadır).
B. ŞİRKETLER VE TİCARET HUKUKU KAPSAMINDA YAPILAN BAZI DÜZENLEMELER
4. Kanun’un Birinci Maddesi Kapsamında Bazı Alacakların Ertelenmesine, Alınmamasın veya Yapılandırılmasına Karar Verilmiştir
Kanun’un birinci maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre, hazine taşınmazlarına ilişkin olarak akdedilen sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken bedeller ve bu taşınmazlara ilişkin ecrimisil bedellerinden 01.04.2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gerekenler, borçlunun başvuruda bulunması şartı aranmaksızın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ertelenebilecektir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu 3 aylık sürenin sonra ermesinden itibaren ilave bir 3 aylık süreye kadar uzatılabilecektir. Bu alacaklar daha sonra herhangi bir gecikme zammı veya faiz uygulaması olmadan ertelenen süre kadar aylık eşit taksitlere bölünerek ertelenen süresinin sonunda ödenecektir. Örnek vermek gerekirse, 5 aylık bir ertelemenin söz konusu olduğu hallerde, 01.09.2020 tarihinden itibaren herhangi bir faiz işletilmeksizin 5 aylık taksit halinde borç ödenecektir.
Kanun ile getirilen bir diğer erteleme de özel nitelikli mesire yerleri ve taşınmazlar için verilen izinler hakkındaki alacaklar için getirilmiştir. Kanun’un birinci maddesinin birinci fıkrasının b bendi kapsamında turizm tesisi maksadıyla izin verilen mesire yerleri ve taşınmazlar istisna kapsamına alınarak, 6831 sayılı Orman Kanunu gereğince devlet ormanlarında verilen izin ile Orman Genel Müdürlüğü tarafından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu gereğince kiraya verilen mesire yerleri ve taşınmazlardan 01.04.2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken bedeller, borçlunun başvuruda bulunması şartı aranmaksızın 3 ay süreyle ertelenecektir. Tarım ve Orman Bakanı bu sürenin bitiminden itibaren 3 aylık ilave bir süre kadar erteleyebilecektir. Bu alacaklar herhangi bir gecikme zammı ve faiz uygulaması olmadan ertelenen sürenin sonundan itibaren, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde ödenecektir. Buna ilave olarak yukarıda belirtilen izinlerin erteleme döneme içerisinde tahakkuk eden ilk yıl bedellerine karşılık olarak izin alan tarafından banka teminat mektubu verilmesi halinde izin kapsamında yer tesisi yapılabilecektir.
Kanun ile getirilen önemli bir erteleme de belediyelerin tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin alacaklar için getirilmiştir. Kanun’un birinci maddesinin birinci fıkrasının ç bendi ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve bağlı kuruluşları ile bunların üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin mülkiyetinde veya tasarrufunda olan taşınmazlara ilişkin satış, ecrimisil ve kiralamadan kaynaklanan alacaklar 19.03.2020 tarihinden itibaren 3 aylık döneme ilişkin tahsil edilmesi gereken kısımlar 3 ay süre ile ertelenebilecektir. Ertelemeye ise büyükşehir belediyeleri, belediyeler, il özel idareleri ve birliklerde meclis; bağlı kuruluşlarda ise yetkili karar organı yetkili kılınmıştır. Bu süreler Çevre ve Şehircilik Bakanı veya İçişleri Bakanı tarafından ilave 3 aylık süre kadar uzatılabilecektir. Bu alacaklar daha sonra herhangi bir gecikme zammı veya faiz uygulaması olmadan, ertelenen süre kadar aylık eşit taksitler halinde ertelenen sürenin sonunda ödenecektir. İşletmelerin faaliyetlerinin durdurulması veya işletmelerin faaliyette bulunamaması halinde, faaliyette bulunulmayan döneme ilişkin kira bedelleri tahsil edilmeyecektir.
5. Sermaye Şirketlerinin özvarlıklarını koruması amacı ile 2019 yılı net dönem karının dağıtılmasında geçici bir süre için sınırlama getirildi
6102 sayılı Ticaret Kanunu’na eklenen geçici madde ile devlet, il özel idaresi, belediye, köy ile diğer kamu tüzel kişilerinin ve sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait fonların, doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin yüzde ellisinden fazlasına sahibi olduğu şirketler hariç olmak üzere; sermaye şirketlerinin, 30.09.2020 tarihine kadar dağıtabilecekleri nakit kâr payı tutarının 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşamayacağı, geçmiş yıl karları ve serbest yedek akçelerin dağıtılamayacağı, şirketlerin genel kurulunca da yönetim kuruluna kar payı avansı dağıtma yetkisi verilemeyeceği kararlaştırılmıştır. Ancak, genel kurul tarafından, 2019 yılı hesap dönemine ilişkin kâr payı dağıtımı kararı alınmışsa ancak henüz daha pay sahiplerine ödeme yapılmamışsa veya kısmi ödeme yapılmışsa, 2019 yılı net dönem kârının yüzde yirmi beşini aşan kısma ilişkin ödemeler 30.09.2020 tarihine kadar ertelenecektir. Bu madde kapsamının istisnasına girecek olan sermaye şirketleri ile uygulamaya ilişkin usullerin ise Ticaret Bakanlığı tarafından belirleneceği belirtilmiştir.
6. Perakende Ticarette Fahiş Fiyat Uygulaması ve Stokçuluk Yasaklanmış; Buna İlişkin Düzenleme ve Denetim Yapılması İçin Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Oluşturulmuştur
6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a getirilen ek madde ile; üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin herhangi bir mal veya hizmetin satış fiyatında aşırı artış yapamayacağı, piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamayacağı düzenlenmiştir.
Kanun ile üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat ve stokçuluk uygulamalarının denetimi amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulmuştur. Buna göre Kurul, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmaya, gerektiğinde de denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamaya ve her türlü tedbiri almaya yetkili kılınmıştır. Fahiş fiyatın tespiti halinde on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar; piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu stokçuluk faaliyetinin tespiti halinde ise elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası öngörülmüştür. Fahiş fiyatın nasıl tespit edileceği, denetim ve incelemelerin usulleri, çıkarılacak bir yönetmelik ile yakın bir zamanda düzenleneceği öngörülmektedir.
Kurul başkanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü tarafından yürütülerek, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü, Esnaf, Sanatkârlar ve Kooperatifçilik Genel Müdürü, Adalet Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından görevlendirilen birer Genel Müdür, ilgili İç Ticaret Genel Müdür Yardımcısı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu tarafından görevlendirilen birer üye, üretici ve tüketici örgütleri ile perakende sektörünü temsilen birer üye olmak üzere on üç üyeden oluşmaktadır.